Saçların Tuna Nehri Gözlerin Tanrı Dağı
Acılar büksün beni
Volkanlar yaksın beni
Sana gelemiyorsam
Depremler yıksın beni
Tek tılsım bu kayıtlı, ufuklar ötesinde
Köhnemiş sandallarda, kürekler çekiyorum
Efsane bir sükunet, kaplıyor tüm afakı
Al kibrit alevinde, yıldızlar yakıyorum
Sanki asırlık özlem, içimde büyüttüğüm
Gece şehirler kurup, seherde yıkıyorum
Peşime düşen gölge, dibimdeki büyük iz
Saçların Aras Nehri, gözlerin Karadeniz
Çileler örsün beni Pranga sarsın beni
Sana varamıyorsam
Kurşunlar vursun beni
İki türlü yüzün var, kah hayattır kah memat
Gülüşün bir karanfil, kızışın bil ki zakkum
Hasreti darağacı, vuslatı saray görse
Titreyen ellerimde, yanarken üşür bir mum
Gidişinde harp eder, ayrılık yüreğimle
Yokluğun çölde kaya, varlığın denizde kum
Katrana katılan bal, zindan ardında ölü
Saçların İdil Nehri, gözlerin Hazar Gölü
Tamular alsın beni
Kederler bilsin beni
Seni saramıyorsam
Tarihler silsin beni
Dillerde türkü türkü, divitte şiir şiir
Satır satır romanlar, hep seni anlatmalı
Bir çoban, kavalıyla, tüm aşıklar sazıyla
Bozkırda kurda kuşa, hep seni dinletmeli
Yükselirken ezgiler, göğe doğru usulca
Cümle dağ taş bir olup, semayı inletmeli
Yüzüme çarpan rüzgar, hançer ucunda ağı
Saçların Tuna Nehri, gözlerin Tanrı Dağı
Fatih Kocatepe
...................
25 Şubat 2009 Çarşamba
9 Kasım 2008 Pazar
Sonbahar sevdaları
Sonbahar Sevdaları
Düşer gölgen üzerime kısılır sesim
Dökülür sevda sözcükleri dilimden
Yüzün düşer yüzüme derken bir yıldız kayar gözlerimden
Bir dilek tutarım içimden sana dair umutlar besleyen
Tutulurum bir sevda şarkısının sözlerine söyler dururum
Sonbahar sevdaları üzerine yazılmış bir şarkı
Dinledikçe dökülür yapraklarım eteğime
Kimi görsem sonbahardan muzdarip
Kaçarken yakalanmış lapa lapa yazlara
...................
Recep Ebcin
Düşer gölgen üzerime kısılır sesim
Dökülür sevda sözcükleri dilimden
Yüzün düşer yüzüme derken bir yıldız kayar gözlerimden
Bir dilek tutarım içimden sana dair umutlar besleyen
Tutulurum bir sevda şarkısının sözlerine söyler dururum
Sonbahar sevdaları üzerine yazılmış bir şarkı
Dinledikçe dökülür yapraklarım eteğime
Kimi görsem sonbahardan muzdarip
Kaçarken yakalanmış lapa lapa yazlara
...................
Recep Ebcin
30 Ekim 2008 Perşembe
Gri ve mavi.....
Merhaba sayfam..sana bir yazı getirdim yine...ÇOK GÜZEL...
.............
http://s.gayet.net/uploads/blogPhotos/14/96/1496984.jpg
.....................
.............
http://s.gayet.net/uploads/blogPhotos/14/96/1496984.jpg
.....................
26 Eylül 2008 Cuma
8 Eylül 2008 Pazartesi
SORGUSUZ...
..............................
http://www.hikayeler.net/hikayeresim/siir23942.jpg
................................
http://www.hikayeler.net/hikayeresim/siir23942.jpg
................................
7 Eylül 2008 Pazar
Zinya
Hasret Çiçeği Zinya
Bir sonbahar rüzgârı sürükledi,
Bahçeye indim, Zinyalar açmış.
Sen Zinya nedir bilir misin?
Sonbaharın direnen çiçeği...
Kasım rüzgârları eser,
Zinya direnir;
Dökmez yapraklarını, İnat eder!
Bir tohum aldım ucundan,
Dalını kırmadan, kanatmadan.
Kapımın önündeki bahçeye,
Yakışacak mûteber nesne...
Bu tohum sevgiyle büyüyecek
Rengi, kokusu, başka bir dünya;
Sevdânın inatçı çiçeği Zinya!
Derken bir sevdâ poyrazı
Esti, esti, esti...
Hasret çiçeğini başucuma getirdi.
Sen hasret nedir bilir misin?
Sevip de kavuşamamak?
Bir Zinya'nın yapraklarında,
Hasreti dal ucunda aramak?
Ektiğim Zinya gün gelir büyürse
Bil ki hasret kokacak.
Rengi kalbimden kırmızı,
Yaprağı benden sevdâlı,
Kavuşamayanlar için açacak!
Hasret kokusu duyarsan bir gün,
Ateş renginde bir Zinya görürsen
Bil ki ben yetiştirdim hasretinle!
İşte Zinyalar hasret açtığı gün,
Hasretler Zinya koktuğu gün,
Hem Zinya hem hasretle tanışacaksın,
Bu karmaşık kavramları o gün
Tıpış tıpış gelip bana danışacaksın!
..................
Aysegül Nair
........................
Çok güzel çiçek için yazılmış çok güzel bir şiir..
Beğenmiş olmanız dileğiyle sevgiler..
.....................
Bir sonbahar rüzgârı sürükledi,
Bahçeye indim, Zinyalar açmış.
Sen Zinya nedir bilir misin?
Sonbaharın direnen çiçeği...
Kasım rüzgârları eser,
Zinya direnir;
Dökmez yapraklarını, İnat eder!
Bir tohum aldım ucundan,
Dalını kırmadan, kanatmadan.
Kapımın önündeki bahçeye,
Yakışacak mûteber nesne...
Bu tohum sevgiyle büyüyecek
Rengi, kokusu, başka bir dünya;
Sevdânın inatçı çiçeği Zinya!
Derken bir sevdâ poyrazı
Esti, esti, esti...
Hasret çiçeğini başucuma getirdi.
Sen hasret nedir bilir misin?
Sevip de kavuşamamak?
Bir Zinya'nın yapraklarında,
Hasreti dal ucunda aramak?
Ektiğim Zinya gün gelir büyürse
Bil ki hasret kokacak.
Rengi kalbimden kırmızı,
Yaprağı benden sevdâlı,
Kavuşamayanlar için açacak!
Hasret kokusu duyarsan bir gün,
Ateş renginde bir Zinya görürsen
Bil ki ben yetiştirdim hasretinle!
İşte Zinyalar hasret açtığı gün,
Hasretler Zinya koktuğu gün,
Hem Zinya hem hasretle tanışacaksın,
Bu karmaşık kavramları o gün
Tıpış tıpış gelip bana danışacaksın!
..................
Aysegül Nair
........................
Çok güzel çiçek için yazılmış çok güzel bir şiir..
Beğenmiş olmanız dileğiyle sevgiler..
.....................
5 Eylül 2008 Cuma
Dostları olmalı insanın..
.........................
Dostları olmalı insanın,
Aynen gemilerin limanları gibi
Zaman zaman uğradığın
Yükünü boşalttığın
Dalgalar dininceye kadar beklediğin
Koynunda sonra açık denizlere uğurlamalı seni,
Geri döneceğin günü bekleme
Umuduyla bazan rüzgara
O açmalı yelkenini
Yanağına konan bir öpücüğün coşkusuyla
Halatlarını çözmeli
Seni çok ama çok özlemeli
Dostları olmalı insanın,
Ermiş, bilge hayatı ezbere okuyabilen
Düşünmediklerini düşündüren
Seni bir cambaz ipinde güvenle tutabilen
Gerektiğinde senin’çün ateşi yutabilen
Yolunu ışıtan ustan olmalı,
Şekillendirmeyi öğretmeli
Hayatın çömleğini sana vermeli
Soğuk bir kış gününde üzerindeki tek gömleğini
........................
Oğuzkan Bölükbaşı
Dostları olmalı insanın,
Aynen gemilerin limanları gibi
Zaman zaman uğradığın
Yükünü boşalttığın
Dalgalar dininceye kadar beklediğin
Koynunda sonra açık denizlere uğurlamalı seni,
Geri döneceğin günü bekleme
Umuduyla bazan rüzgara
O açmalı yelkenini
Yanağına konan bir öpücüğün coşkusuyla
Halatlarını çözmeli
Seni çok ama çok özlemeli
Dostları olmalı insanın,
Ermiş, bilge hayatı ezbere okuyabilen
Düşünmediklerini düşündüren
Seni bir cambaz ipinde güvenle tutabilen
Gerektiğinde senin’çün ateşi yutabilen
Yolunu ışıtan ustan olmalı,
Şekillendirmeyi öğretmeli
Hayatın çömleğini sana vermeli
Soğuk bir kış gününde üzerindeki tek gömleğini
........................
Oğuzkan Bölükbaşı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)